
SARKOZY GİDİCİ
23 Nisan 2012 Pazartesi
30 Ocak tarihli yazımla, Fransa’nın, dolayısıyla de Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin, sözde Ermeni soykırım komedisi ile ilgili tutum ve davranışlarını konu etmiş ve sonuçları hakkındaki düşünce ve kanaatlerimi sayıp dökmüştüm. Tabii bu arada millî duygu ve düşüncelerimin baskısı altında, her Türk Vatandaşı gibi öfkemi, açıkça dile getirmiştim
Mesela (sonradan Fransız olmuş dönme Sarkozy) demiştim. Bizim Kürt sorunumuza burnunu sokan Bayan Mitterand’ı hatırlatarak, (kendisini Allah yaratmıştır, ama hanımın yüzüne bakanın 40 gün işi düzgün gitmezdi) dedikten sonra, (Bay Sarkozy farklı değildir. “Suratına bak, silahına davran” diye bir söz vardır. Bilmem uyuşuyor mu da, boyuna posuna, hele yürüyüş tarzına bir bakarsanız, fizyonomisine vereceğiniz not, bir devlet başkanı için sıfırdır zannederim) diye öfkemi vurgulamaya çalışmıştım. Eğer Marsilyalı Ermeni asıllı bayan milletvekilinin peşine takılıp, Parlamentodan geçirdikleri yasa Anayasa Komisyonu tarafından reddedilmez diye düşünerek, (Sarkozy’nin demokrat Fransa’sı, amma da demokrat ve insan hakları savunucusuymuş değil mi?) diyerek o günkü yazımı tamamlamıştım.
Hemen bir hafta sonra, 06 Şubat tarihli yazımla da, (Fransız parlamentosunun Ermeni kamuoyunu elde etmek için giriştiği son çirkin oyununun, Türk kamu vicdanında açtığı yara, kolay kolay kapanmayacaktır.) dedikten sonra, (Fransız Parlamentosunun aldığı düşmanca tavra rağmen, aklını başına toplayan 77 parlamenter karara karşı çıkıp tasarının yok sayılması için, Fransız Anayasa Komisyonuna itiraz etme kararı almışlar. İtirazın kabul edileceği ve Marsilyalı Ermeni asıllı parlamenter muhteris kadının gözyaşları daha kuvvetli akacağa benzer. Hem yalanlarını Fransız kamuoyuna yutturamamış olacak ve hem de ilk seçimlerde, aklı başında Fransızların oyları ile dersini almış olacaktır) diye kanaatimi belirtmiştim. Devamla da, (Dileriz ve ümit ederiz ki bu itiraz kabul edilecektir. Asıl işte o zaman Sarkozy’nin hallerini görmek lazımdır. Kızarır mı, yoksa morarır mı bilinmez. Moraracağı kesin de, neresi kızaracak merak konusudur) dedikten sonra da, (Son gülen, iyi güler demişler. Dileriz Türk Ulusu son gülen olur.) dileğinde bulunmuştum.
Evet Türk Ulusu bu olayda iki defa son gülen olmuşa benziyor. Sarkozy’nin önce bir sürü entrika ve atraksiyonla Fransız Parlamentosundan geçirmeyi başardığı sözde Ermeni soykırım iddiası için hazırlanan gayri ahlakî ve art niyetli ceza tasarısı, önce Anayasa Komisyonunca yasalara aykırı bulunarak reddedilmiş, sonrasında da Fransız seçmeni Sarkozy’ye hak ettiği tokadı atmışa benziyor. Yanlış hesap Fransız kamuoyundan döneceğe benzer. Son seçimleri Sarkozy’nin rakibi aşırı sağcı Hollande’nin 3 puan önde götürdüğü ve seçimi kazanmış olacağı yorumları geliyor. 3 Puanı küçümsememek gerekir. O 3 puanın kaç milyon oy olduğu hesaba katılırsa, bu işin bittiği ve Sarkozy’nin defterinin dürüldüğü anlaşılıyor.
Sonuç olarak tekrar vurgulamakta yarar vardır. Kazananın aşırı sağcı da olsa, aşırı solcu veya orta yolcu da olsa, Fransa Fransadır. Biz aklımızı başımıza toplayıp, daha tutarlı ve daha dikkatli dış politikalar üretmeye özen göstermeliyiz. İlk defasında da yazmıştım. Biz Fransızları pek sevip güvenmeyiz. Onlar ise bizleri hiç sevmezler ve daima hor görüp, iç işlerimize karışmayı, bizi güçsüz görmeyi hedefleri saymışlardır. Asırlar öncesinin alçaklık duygusu kolay kolay silinemiyor. Hele İstiklal savaşımız döneminde, Güney Doğudan sürülüp çıkartılmalarını unutamazlar. Tedbirli olmalı, bize bizden başka dost hiç olamıyor.
Çocuklarımızın ve Ulusumuzun 23 Nisan Bayramı kutlu, mutlu ve sonsuza dek sürekli olsun.
,