TÜRKE ESKORT İNGİLİZE MÜEBBET
8 Şubat 2012 Çarşamba
Eski gazeteciler “köpeğin adamı ısırması değil, adamın köpeği ısırması bomba haberdir.” derlerdi. Yani sıradan ve olağan olaylar, sıradan haber olur.
İki ülkeden “vaka-i adiye” cinsinden, iki ayrı olay üzerine konuşalım bugün. Olaylar üzerinden de demokrasi kıyaslaması yapalım. Buyrun…
Birincisi bizden, hatta Denizli’den. Antalyalı Mehmet Emin, otosuyla İzmir’den Antalya’ya yolculuk etmiş. Aydın, Denizli, Burdur üzerinden Antalya’ya geçmiş. Geçerken emniyeti arayıp, ben AKP Grup Başkanvekili danışmanıyım, deyince teşkilat alarma geçmiş. Eskortlarla vilayet sınırına kadar götürüp komşu vilayete teslim etmişler. Babanın keyfi yerinde çevirme yok, radar korkusu yok basmış gaza. Bu kadarcık yolda bir de Denizli polisevinde konaklamış. Bir gece kalıp devam etmiş yoluna. Arada garibim memurlar derdini anlatmışlar babaya. O da vermiş alakasız bir numarayı, tayin torpil vs için arayın diye. Olay patlamış. Soruşturmalar peş peşe geliyor.
İkincisi İngiltere’den. Enerji Bakanı Chris Huhne kendi kullandığı otomobille hız sınırını aşmış, çevirmede suçu yanında oturan eşine atmış ve ceza puanını eşinin ehliyetine yazdırmış. Aradan aylar geçmiş, İngiltere’nin özel yetkisiz savcıları olayı araştırmışlar ve sekiz aylık bir incelemenin sonunda bakan ve eşi hakkında ‘adaletin tecellisini engelleme’ suçlaması ile dava açmışlar. Bu suçun cezası müebbet hapse kadar gidiyormuş. Olay patlayınca Bakan Huhne ‘Ben masumum, bu iddialarla mahkemelerde savaşacağım’ demiş ve istifa etmiş.
Bu İngilizler adam olmaz. Daha demokrasiyi içselleştiremedikleri ortada. Koskoca enerji bakanının şoförü yok mu arabasını kendi kullanıyor? Hadi kullandı, radara girdi trafik polisi ne cüretle çevirip radardan ceza yazmış? Adam cezayı ödemiş, ceza puanını karısının ehliyetine yazdırmış. Özel yetkisiz savcı da bakan hakkında dosya açıp 8 ay soruşturmuş ve dava açmış. Akıl alacak şey değil.
İngiliz demokrasisi bizim gibi gelişmiş olsa, bakanı bırak kıytırık bile olsa her makam sahibinin şoförlü makam arabası olurdu. Bu memlekette anaokulu müdürünün makam arabası vardır. Demokrasi o derece gelişmiştir. Milletvekilini trafik polisi çeviremez, çevirse de ceza yazamaz. Hele hele iktidar partisinin milletvekili ise akan sular durur. TBMM de 550 vekilin, 550 danışmanı var ama, iktidar partisinin koskoca grup başkan vekili milletvekilinin danışmanı hafife alınır mı? Eskortlar, polisevinde ağırlamalar gayet doğal. Araya bazen sahtesi karışırmış, olur o kadar.
İlin bürokratı, iktidar partisiyle iyi geçinecek. Niye? Halk onu seçmiş. Ne derse odur. O nedenledir ki irili ufaklı bürokratlar, iktidar partisinin il ve ilçe başkanları dahil her üyesine azami özeni gösterirler. Onlarla samimi arkadaş olurlar. Ava, dağa, gezmeye tozmaya, hacca umreye, fuara ve her tür törene onlarla gidilir. Kalabalık yerlerde muhalefet partilerinden temsilciler varsa onlar görmezden gelinir. Niye? Halk onları seçmemiş. Ne derse yanlıştır.
Nerede Türkiye? Nerede İngiltere? Bizden öğrenecekleri çok şey var.