REKLAMI GEÇ

KÖTÜMSER OLMAK YOK !

9 Nisan 2020 Perşembe

Değerli okurlarım; bu ‘koron’luk günlerde bazı yerlerden ve sosyal medyadan bizlere sürekli kötümserlik pompalanıyor. Komplo kuramlarının, felaket senaryolarının ardı arkası kesilmiyor. Kardeşim biz bu virüse karşı aşı istiyoruz, kötümserlik aşısı değil! Böyle diyesim geliyor. Elbette bu virüs kaynaklı tehdit son derece ciddidir ve bize uzmanların, yetkililerin önerdiği her önlemi almalıyız. İhmale gelecek bir durum asla değil. Benim dediğim, kötümser olmayalım ve hızla şuur kazanalım. Şuursuzluğun bizi götüreceği yer felakettir, kanımca.

Kötümserliğe kapılırsak moralimiz de bozulur ve sanırım moral bozukluğu, bağışıklık sistemimizi zayıflatır. Bu da bizleri şu virüs karşısında daha çok tehlikede bırakır. Öyle değil mi? Daha da önemlisi; kötümserliğimiz, kötü olguları bu olumsuz enerjiyle besler ve büyütür. Yine de, “Korktuğumuz illa ki başımıza gelir” diyenlerden değilim. Böyle diyenler, belki farkında olmadan, korku yaymış oluyorlar: “korkmaktan korkmak”. Ben şahsen; “korkmaktan bile korkmayalım” derim, çünkü korku olağan bir duygudur ve bizi önlemli olmaya yönlendirir. Bence sahipsiz değiliz ve yaradan tarafından kollanıp korunuyoruz. Yine de, şansımızı zorlamak doğru olmaz.

Olumsuz olgular gözlemleyince etkilenebilir, kötümserliğe kapılabiliriz. İnsanız sonuçta. Yalnız, bilmemiz gereken bir şey var ki, yeni dünya düzenini şimdiki efendiler kuramayacak. Şuurlanan ve birlik bilinci kazanan parlak zihinli, öngörülü ve temiz ruhlu bireyler kuracak! Nasıl mı? Birleşerek ve iyimserlikle.

İyimserlik; geçen haftaki köşe yazımda yazdığım gibi, her kötü görünen şeydeki hayrı arayıp bulmaya çalışmaktır. Bir de, iyimserlik başlı başına bir güçtür. İyimser olduğumuzda; bu iyimserlik enerjimiz iyi olasılıkları besler ve yaşama geçirir. Buna inanıyorum. Her insanın içinde, dünyanın gidişatını olumlu yönde etkileyebilecek bir güç varsa; bu her şeyden önce, iyimserliğin gücüdür. Evet, kötümser olmak yok!

Yeni dünya düzeninin öncülleri ortaya çıkmıştı aslında. Başlıcaları: Bilginin küresel ölçekte yatay ve özgür dolaşımı. Avrupa Birliği programı olarak, enerjinin (şimdilik üye ülkeler arasında) yatay ve özgür dolaşımı. Emek ve sermayenin yatay ve özgür dolaşımı. Endüstri 4.0 ile makineler arası iletişim ve alışverişin yatay ve özgür dolaşımı.

Yeni kurulacak olan dünya düzeninin, katı bir hiyerarşi olacağını düşünenler var. Dünyanın bu yönde bir eğilimi vardı gerçekten de. Faşizme kayar gibiydi. Bu eğilim, şimdi ciddi bir kırılmaya uğradı, kanımca. Gerçekten de yeni bir dünya düzeni; yatay örgütlenen ve eşitlikçi bir düzen olmalı, ezber bozan yeni bir dil ortaya koymalı, doğadan yararlanmayı sürdürülebilir kılmalı, insanlar arası gizli birliğin şuuruna dayanmalı ve olumlu, yaratıcı fikirlerle yükselmelidir. İnsanlığın, başka bir kurtuluş seçeneği kalmadığını düşünüyorum.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı