
ESKİ DENİZLİ’DE ESKİ BİR GEZİNTİ
13 Ekim 2017 Cuma
Geçen haftaki yazımda, ‘Denizli nasıl planlanmalıydı’ sorusunun makro ölçekteki yanıtlarını işlemiştim. Çamlığın üst taraflarından bakılınca ağaçlardan evlerin görünmediği, evlerden suları temiz olan arıkların geçtiği ve çoğu bir ya da iki katlı evlerin yerel otantik mimaride olduğu eski Denizli’mizi sanırım özlemişizdir. O Denizli henüz fazla bozulmadan, sokaklarında dolaşmayı pek severdim. O dolaşmalarımdan birine de bir bahar ikindisinde başlamış ve akşamında tamamlayarak, Çaybaşı Mahallesi’ndeki baba evime dönmüştüm. Eski Denizli özlemini, eski fakat yenilemiş olduğum bir şiirimle gidermeye ne dersiniz? Birazcık da olsa…
BİR BAHAR AKŞAMI DENİZLİ
ana cadde
kayıyor gözlerimden apartmanlar, kirli buz kalıpları
ılık doğal ve yumuşak arıyorum
hoş bulduk Gürcan teyze, yıllanmış evlerinle
hoş bulduk soluk lambalar
pençe pençe ağaran eşikler pencereler kapılar
dalıyorum iki yanı duvar yolların daracık hülyasına
gulyabani kavakların üstünden ay doğuyor
buram buram siluet ve fısıltı
usul usul kar tanesi bir kedi
eşikleri haminne’li bu Uçancıbaşı’nın, anaları kınalı
evler mavi sarı turuncu, taş kerpiç ahşap
gerinip uyanır gibi
sularda yansı gibi yumuşak
Kayalık’tan buraya geldik
Topraklık; kediler, Musa beyler, irimler
arsalar viraneler, balkonlarda yalnızlık
Topraklık; ağ bürümüş ağaçlar, loş bir zaman-dışılık
el sürdüm sıvaya el sürdüm taşa
el sürdüm sarnıça elim akşam
meşelerin solmasın ey Pelitlibağ
girdim tulumbalı sokağın bağ bahçe havasına
tumturak bir mobilet geçti uzaktan
yolu bulup çıkayım İstiklal Bulvarı’na
ıtır sokaklar Feslikan Mahallesi
burası da Atalar
gıcırtı kapılardan amcalar teyzeler çıkar
nereye? camiye, komşu evine
suları bal Çatalçeşme
buradan Çaybaşı’na gireyim
ne çay kaldı ne başı, değirmen hayalimde
ama narin kemerli yapıları var, nazar boncuğu
mavisi akşamın şalından kalma
huzmeli farlar mobilet, tüy adımlarsa kedi
Fındık İrimi’ni sordum iri kıyım fenere, söyledi
gideyim irim irim ince uzun dosdoğru
derken Çay Sokağı’na vardım
Çay Sokağı Çaybaşı’nın çayından
çay çayırdan bay bayırdan
akşam oldu elim sende oynandı
yollar pek ıssız kaldı
ağır adımlarla çıktım evime
yorgun ayaklarımda
kayıp yaşantıların
ürperten izi