
Sen uyursan, herkes ölür
12 Kasım 2012 Pazartesi
Çocuklarımız ölüyor üçer beşer…
Onu, yirmisi bir arada…
Gencecik yaşta kurumuş bir dal gibi düşüyorlar toprağa…
Ve biz 30 yıldır izliyoruz bu vahşeti…
İzliyoruz o kadar!…
Dayısı dün kendisiyle görüşen gazeteciye söyledi…
Vedat, vatanı, bayrağı ve gökyüzünün aşığıydı diye…
Belki babasını 3 yaşındayken kaybetmese, daha iyi şartlarda okuyup pilot olacaktı Vedat…
Vedat, bugün babasıyla kucaklaşacak yıllar sonra…
Ama en sevdiklerinden ayrılarak,
Gökyüzünden…
Vatanından…
O çok sevdiği al bayrağıyla,
25 yaşında tabutta da olsa kucaklaşarak…
Bugün, şu anda bile yaşanan bir savaşın ta kendisidir aslında…
Ve o yüzdendir ki Hollywod kahramanı değil Vedat…
Bizim çocuğumuz, etimiz, tırnağımız, namusumuz…
Cephede bu vatan için canını dişine takarak çarpışan aslan parçaları ne anlam ifade ediyorsa vatan için, o aslan parçalarını o cepheye ulaştıran ekibin içindeki Vedat’ın çabası da o anlama geliyor bizim için…
Koftiden bir üniversite okuyup, kapeseseyle kendini devlet garantisi altına almayı tercih etmedi Vedat…
Çoğumuzun laftan öteye götüremeyeceğini yaptı…
Bu ülke için canını ortaya koydu…
Ve bu nedenledir ki!
Her ne olursan ol birader…
Esnaf,
Çiftçi,
Öğretmen,
İşadamı,
Anne,
Öğrenci,
Solcu,
Irkçı,
Sağcı
Ya da liberal…
Gel birader…
Vedat’ı son yolculuğunda
Sessiz, sensiz, memleketsiz bırakma…
Oralı ol…
Uyuma artık…
Sen uyursan herkes ölür…
Yeni Cami’de öğle vakti buluşmak üzere…