
İDRAK VE SABIR
22 Ağustos 2009 Cumartesi
Lig başladı. Denizlispor geçen yılki kadrosunu korudu. Önemli isimlerle yola devam ediliyor. Üstüne de transfer yapıldı. İlk iki maç Fenerbahçe ve Galatasaray’la yapıldı. Bu iki takım tarihlerinin en büyük harcamasını yaparak bu yılki takımları kurdular. Geçen iki yıldaki gibi belki de Avrupa ve Türkiye’de işi şansa bırakmak istemiyorlar.
Şimdi önümüzdeki iki maça bakalım. Biri son iki yılın flaş takımı Sivas, diğeri ise arkasına belediyenin desteğini sonsuz bir şekilde almış ve bilmem kaç milyon avrolara oyuncular alan Kayserispor.
Kim ne derse desin bizim için lig Diyarbakır maçı ile başlıyor bence.
İlk iki hafta oynadığımız takımlar şampiyonluk, sonraki ikisi ise zirve mücadalesi yapan ve bütçeleri bizim 3-5 katımız olan takımlar. Denizlispor’un bu yılki hedefi ne? ‘Ligi ilk on içinde bitirmek’ Horoz’un rakipleri onlar değil zaten. İlk iki maçta mağlubiyet gelince felaketçiler başladı yine edebiyata. “Düşeriz” “Erhan Altın yeterli değil?” “Transfer lazım” gibi cümleleri etrafımızda çok duyar olduk.
NTV Spor’da Galatasaray maçı sonrası Rıdvan Dilmen’in yorumu aslında her şeyi açıklıyor. Ne diyor Dilmen?
“Denizli’yi iyi bilirim. Denizli’de herkes futbolu çok bilir. Şimdi herkes konuşuyor. Bence sabretmek lazım” buna katılmamak mümkün değil. Denizli’de futbolu az ya da çok bilen herkes teknik direktörlüğe soyunuyor. Takımı kuruyor. Oyunu okuyor. Transfer yapıyor. Yapıyor da yapıyor. “Hadi bilet al kombine maça git. Denizlispor’a bağış yap”
Haa ona gelince yok. Herkes sabretmeyi bilecek, öğrenecek.
Hafta içi Erhan Altın ve öğrencilerinin katıldığı bir yemekteydim. İnanılmaz sıcak bir ortam vardı. Futbolcular ve teknik heyet arasında inanılmaz bir samimiyet. Altın ve çocuklarıydı neredeyse. Bir aile. Tam bir aile. Ben gördüğüme inanırım. Ben orada herkesin yüzünde, gözlerinde gördüm bunu.
Bu takımdaki arkadaşlık, takımdaşlık bir çok takımda yok. Bunu yıllardır söylüyoruz. Bunun böyle olmasını sağlayan da Başkan İpek ve Menajer Özhan Çetin’dir. Yoksa o kadar teknik adam geldi gitti ama bu arkadaşlık, takımdaşlık kim transfer edilirse edilsin hep muhafaza edildi. Bu takımdaşlık Horoz’u ileride iyi günlere taşıyacaktır. Tek yapılması gereken kimle oynadığımızı iyi idrak etmek ve sabretmeyi bilmektir.