
KORONAVİRÜS HAYATIMIZI DEĞİŞTİRECEK Mİ?
9 Nisan 2020 Perşembe
Yaklaşık iki aydır hayatımızı etkileyen, son bir aydır da bizi evlerimize hapis eden Korona virüsü sebebiyle akademisyenler, bilim adamları ve din adamları çeşitli öngürülerde bulunarak, bundan sonraki yaşantımızın, daha doğrusu insan hayatının artık eskisi gibi olmayacağını belirtiyorlar.
Evde olmamızdan dolayı, televizyonlarda sürekli dile getirilmesini izlediğimiz virüs ile ilgili bu çalışmaları burada yazmayacağım.
Ama virüs öncesi ekranlarda sık sık gördüğümüz (bazı sözde cemaat lideri) din adamlarının virüs ile birlikte sahneden çekildiklerini, sessizliğe gömüldüklerini; ardından “akçeli işler” (yardım toplanması vs.) ortaya çıkınca da hemen ortaya çıktıklarını ve yardım paketleri hazırlayarak, müritleri başta olmak üzere halkımızdan dilendiklerini görmek gözünüzden kaçmamıştır.
Virüs öncesi “depremi durduran”, “uzay mekiğinin vidasını çıkararak düşüren”, “Deve sidiği, sümük-ü şerif” açıklamaları ile halkı kandıran, “yanmaz kefen ve cehennemden koruyan terlik” satarak, halkı sömüren tüccarlar, virüs hayatımıza girince hemen sessizliği gömülmüşlerdi.
O yüce Allah’ın keremini kendilerinde sanan ve insanları bu yönde kandıranlar, iş ciddiye binince “yaptıklarını iddia ettikleri mucizelerini, virüs gerçeği karşısında ilan edemeyip, aciz duruma düşünce” inlerine çekilmişlerdi. Ve belirli kesimler yardım kampanyaları düzenlemeye başlayınca, bu zat-ı muhteremler de ortaya çıkmaya başladı. Zira akçeli işler her zaman iştahlarını kabartmıştır.
“Amacım dini toplulukları kötülemek veya rencide etmek değildir. Bir mantık ve kalp dini olan İslam’ın içini boşaltarak, insanları kandırarak maddi ve manevi sömüren, ama toplum hayatına hiçbir katkı sağlamayan bu din tacirlerinin olumsuzluklarını dile getirmek, onların halkı soymalarına engel olmak her Müslümanın hakkıdır” düşüncesi içerisinde dile getirmek istiyorum.
Bu bağlamda, Diyanet müfettişi, yazar Ömer Sağlam bir araştırma yapmış ve toplumun sorgulamaya ve rahatsız olmaya başladığı bu konu hakkında “İslam Din Baronluğu Tarih Olurken” başlığı ile harika bir yazı kaleme almış.
Ömer Sağlam diyor ki; “Virüs salgını sebebiyle, Kâbe’nin ve peygamberin kabrinin ziyarete kapatılması, UMRENİN ve muhtemelen HACCIN yasaklanması, camilerin CUMA dahil toplu namazlara yasaklanması, yaklaşan Ramazan sebebiyle TERAVİHLERİN ve toplu İFTARLARIN (muhtemelen) yasaklanacak olması, abuk subuk İFTAR çadırlarının kurulmayacak olması, uydurma KANDİL günlerinin kutlanmaması, hem gerçek (indirilmiş) İSLAMIN yeniden keşfi, hem de yobazın elindeki din enstrümanının alınması bakımından kesinlikle hayra alamettir.
Artık Yobazın din enstrümanını öttürmesi ve din üzerinden Müslümanları sömürmesi bundan sonra hiç de kolay ve inandırıcı olmayacaktır. Çünkü insanlar, din bezirganlarının savunageldiği birçok şeyin aslında terk edilebilir olduğunu, dolayısıyla dinden bir parça olmadığını, insan sağlığının her şeyin ve bu arada ibadetlerin de üstünde olduğunu görmüş oldular.
Ya da görmüş olmalılar!
Yani, haccın, umrenin, cumanın, bayramın, toplu namazın, toplu iftarın, gerektiğinde terk edilebilir olduğunu gördü insanlar.
Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Toplumsal hayatta din ve din adamları da eskisi gibi etkili olmayacak. Din ferdileşecek, vicdanileşecek, yani olması gereken yere, Tanrı ile kul arasına yerleşecektir.
Dini söylemler eskisi gibi etkili olmayacak ve din siyaseti de bundan nasibini alacaktır.
Laik demokrasiler daha da güçlenecektir.
Dün, “İçinde alkol var. Abdestim bozulur” diyerek eline kolonya sürmeyenlerin bile, bugün neredeyse kolonya ile banyo yapacaklarını, kolonya ve dezenfektan yapımında kullanılan etil alkol ithalatındaki gümrük vergisini sıfırladıklarını gördükçe düşüncelerim kökünden sarsılıyor!
Bundan sonra Cübbeli, cübbesiz din baronları, şarlatanlar ve ekran bülbüller eskisi gibi ötemeyeceklerdir. Tarikat şeylerinin ve cemaat liderlerinin otoriteleri kökünden sarsılacak, inandırıcılıkları ve etkileme güçleri azalacaktır.
Bilim adamlarının, rakı ve şarabın koronanın ilacı olduğunu söylemeleri halinde, pek çok tarikat şeyhinin, cemaat liderinin ve sair din adamının içki içmeye başlayacağına, üstelik bunu besmele çekerek yapacaklarına, sonunda da “Afiyeti şifa olsun” diyeceklerine kesin inanıyorum artık!
Özetle; korona salgını “Her şerde bir hayır vardır” sözünü bir kere daha apaçık göstermiştir bize…”
Yorumu siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir
Yorumlar
Laf olsun torba dolsun.. babinda bir yazi okuyup bosuna kendimi yordum giden dakikalara yazik
Ahmaklığında böylesi görülmedi
“Din ve din adamları etkili olmayacak”
Bu adam görmüyomi italyada secdeye kapanan gavurları ispanyada okunan ezanları çin de şehadet eden insanları bunlar oluyorken bunu diyen adamın ya kör olması lazım ya sağır.
Bu zâta göre cuma, hac, umre ve teravih gibi ibadetler dinden bir parça değilmiş. Cehaletin de bir hududu olmalı.
Gercekleri görmek zordur, analizden gecer. Dogal olarak bazilari da kolay olani seciyor. Mahalle baskisini da unutmayalim
Ne güzel anlatmışsınız. Teşekkür ederim.
Bu da Denizli nin imamoğlu su. Bitmedi gitti şu din düşmanlığınız. Denizlihaber niye bu insanların yazılarını yayınlıyor? Severek takip ediyoruz ama artık yeter. Bu tür köşe yazıları kalkana kadar yokum.
Gazetenin bu yazıya müsaade vermesi de ayrıca traji komik. Halkı alenen tahrik kapsamında bu yazı.
Yazık. Hem ki ne yazık. Bütün insanlık yeryüzünde inlerken; sizin işiniz gücünüz kalmadı da bu meseleyi mi neşterlediniz? Bir kere Vatikan’ı yazın eleştirin. New York’u. London’u. Cerbezelik yapıyorsunuz. Hem de Denizli kanalında.
Yazınızda çelişki var. Katılmıyorum.
Bu bela bize günnahlarımız yüzünden geliyor. Hele senin gibiler yüzünden hayli hayli. Allah affetsin. Namaz şuan evde, Ramazan evde, oruç evde ama bu yazıda iman, ahlak, insaf ve İslam nerede?Açık niyetini söyle camileri kapatalım de de millet bilsin
Aha, aha. Bitmez bunlar. Milletin cehaletiyle beslenirler, sonra da başkasına cahil der din tüccarları sahtekâr, şarlatan alimler.Cüppeliden öğrenilecekse dinimiz; vah ki vah halimize
baştan sona cahilce… dinle müslümanlıkla alakası yok…dine hakaret müslümana hakaret alime hakaret hoca ya hakaret islam nişanlarına hakaret ve cahillik.kimlikte müslüman yazmakla müslüman olunmaz.git biraz dini ilim öğren.ne demek yobaz
kast ettiğiniz CÜBBELİ AHMED HOCA EFENDİ sessizliğe bürünmüş değildir yanlış bilgi veriyorsunuz iyi araştırın hatta daha 2 gün önce sohbeti vardı …..türkiye deki 1000 lerce hoca alim ilahiyat profunu cebinden çıkarır…