REKLAMI GEÇ

GÖNÜL DOSTLARI VE KURBAN

16 Temmuz 2020 Perşembe

Bütün okuyucularıma sonsuz teşekkürler.

Demek ki insanlar özellikle dini konulardaki yorumlardan, açıklamalardan muzdarip ve işin gerçeğini öğrenmek için araştırıyorlar. Bu da çok güzel bir şey.

İnsanlarımız “Hayır yapayım derken, aldatılmanın verdiği ızdırabı artık eskisi gibi yaşamak istemiyorlar.” Ya da, son yıllarda siyasal İslamcıların ortaya attıkları gerçek İslam dışı açıklamalar insanlar üzerinde öylesine tiksindirici iz bırakmış ki, sadece Kurban olayında bile irdelemek zorunda kalıyorlar. Eskisi gibi “deri THK.na, eti falan cemaate” demiyor. Zira “Tuz koktu” artık. Maddi destek verdiği, kan verdiği, Kurban bağışladığı kurumların başındakiler aldıkları ballı maaşları ile gün yüzüne çıkınca, bu tür bağışların yapıldığı kurumlar güvenirliliklerini kaybetmeye başladılar.

Müftülük, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açıklanan “Yurt içi ve yurt dışı kurban kesme bedelini” düzeltmiyor ama, yardım edilmesi konusunda “ikinci bir kurbanın kesilmesini” rica ediyor. Nafile ibadet olarak ele aldığı ikinci kurbanı maddi yönden güçlü olanların “hayır” için kesmesini rica ediyor. Her şeyden önce belirtilen bedel ile kurban kesilemeyeceğini, günümüz şartlarında kurbanlıkların satış bedeli üzerinden yapılması gerektiğini açıklamalıdır. Çünkü yarı yarıya düşürülmüş olan bedel, Kurban ibadetini karşılamaz. Ayrıca Müftülük, Kurban’ın bir “hayır ve hasenat, yardım” olmadığını, Allah’ın emri bir ibadet olduğunu belirtmelidir. Kurban, Kur’an-ı Kerim’deki çeşitli ayetlere göre “hayır” değil, Allah adına kan akıtarak O’na yakınlaşmaktır. Sonrasında kurbanın etinden, derisinden, sakatından yardım / Hayır edebilirsiniz. Yani önce ibadet, sonra yardım. Artık insanlarımız bilinçlenmeli. Neyi, niçin yaptıklarının farkına varmalıdır. Eğer öyle olmazsa, bu dinden geçinen mürtedler, daha çok kanımızı emmeyi sürdürürler.

GÖNÜL DOSTLARI VE KURBAN
Beni köşe yazılarımla takip eden, Kurban hakkında yazdığım yazımı okuyan, 30 yıllık dostlarım bana serzenişte bulunmuşlar. Yazımdan dolayı teşekkür ettikten sonra, kurban hakkında yaptıklarını anlattılar. Yazma dediler ama, yazmadan geçemeyeceğim. Çünkü onlar, bu övgüyü hak ediyorlar.

Bahsettiğim bu insanlar, bir avuç kişi. Aralarında her meslekten insanlar var. Hasbelkader birlikteliklerini Avukat bir arkadaşım başkanlığında sürdürüyorlar.
Bunlar, yılın 365 günü hazır asker gibiler. Durmak nedir, yorulmak nedir bilmeden; yaz, kış işlerinin arasında yardımlaşma, fakir, fukarayı gözetme konusunda “Allah rızası” için, az çok demeden yardımcı oluyorlar.

Geçtiğimiz yıllarda da yaptıkları kurban konusundaki çalışmalarına bu yılda devam ediyorlar. Ancak Koronavirüs sebebiyle bu yıl fazla etkili olamadıklarını belirtiyorlar.
Bu gönül dostları; önce çevrelerinin desteği ile ilimizdeki yoksul ve yardıma muhtaç insanları tespit ediyorlar. Sonra kendileri araştırma yaparak, bizzat giderek gözleri ile görüyorlar ve ondan sonra “sağ elin verdiğini, sol el bilmeyecek” şekilde yardımlarını yapıyorlar ve o aileyi her zaman gözetiyorlar.

Kurban konusundaki çalışmalarında ise; Kaç tane kurban kesileceğini önceden belirliyorlar. Sonra kendi aralarında para topluyorlar. Zekat, sadaka vs. gibi gelirleri de içine ekliyorlar. Çevrelerindeki duyarlı insanların gönüllü yardımlarını da alarak, kurbanlıklarını alıyorlar. Fazla keselim, dağıtalım dertleri yok. Çünkü onların hizmeti yıl boyu sürüyor. Para artarsa başka yardım alanlarında kullanıyorlar. Eksik gelirse tamamlıyorlar. Ardından kurbanlıkları bayram günü yine hep birlikte keserek, payları ayırıp, gönül dostları ile dağıtıyorlar. Eğer artarsa il dışına çıkarıyorlar.

Bu gönül dostları yıllarca aynı uygulamaları yaptıklarından, birbirlerine olan güvenleri çok harika. Ve onlara yardımcı olanlar da, onlar kadar mutlu oluyorlar. Minicik bir kızın sevincini, kurban kesemeyen bir ailenin mutluluğunu hep birlikte paylaşıyorlar.
Bugüne kadar gönül dostlarımın, diğerleri gibi ”kurbanlık” reklamı verdiklerini, sosyal medya hesaplarında paylaştıklarını görmedim. Çünkü gönülden yapılan “az ama öz” yardımın, muhtaç insanları rencide etmemenin mutluluğu onlara yetiyor. Çevresindeki insanlar da bunu bildiklerinden, huzur içinde mutlulukla, gözleri arkada kalmadan yardımlarını her yıl esirgemeden yapıyorlar. İslam dinindeki yardımlaşma budur. Böyle olması gerekir.

Bu vesile ile gönül dostlarıma; kırık ve hüzünlü gönüllere dokundukları, yoksul komşularına sofralarını açtıkları, huzur ve mutluluğu yaşattıkları için şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varlar. İyi ki onlar ilimiz Denizli için bir kazançlar. İyi ki, halini anlatan insanlara sırtlarını dönmüyorlar. Onlarla gurur duyuyor, saygılarımı sunuyorum.

Allah Yar ve Yardımcıları olsun…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı