Galatasaray’ı şampiyon yapmak; Denizlispor’un kaderi olabilir mi?

Hepimizin çok sevdiği, benim de yakından tanıdığım Mesut Bakkal, “Mesut bir adamın hikayesi” diye kitap yazdı, 33 yıl önce Beşiktaş’ı nasıl şampiyonluktan edip, Galatasaray’ı şampiyon yaptıklarını itiraf ederek gündem oldu.

Mesut Bakkal ve arkadaşları 33 yıl önce Galatasaray’dan gelen 2’şer milyon lirayı cebe indirip çok mutlu olmuşlar. Maç bittiğinde “Paralar geldi” diye bağırmışlar. Hepsi de çok MESUT olmuşlar. Beşiktaş sahasında Denizlispor ile berabere kalıp şampiyonluktan olurken, son maçını Galatasaray 14 yıl aradan sonra şampiyonluğa ulaşmanın mutluluğunu yaşadı. Maçtan önce Galatasaray’ın Denizlispor’u misafir etmesini, yarış atlarına vurulan iğnelerden bizim futbolculara da vurulmasını, Denizlispor’a bir çanta dolusu para gönderildiğini “MESUT” bir adamın itiraflarından öğrendik.

FENERBAHÇE’NİN TRAVMASI DAHA AĞIR OLDU
Özellikle Fenerbahçelililerin unutamadığı tarih 14 Mayıs 2006’dir. Adamlar ağır bir travma yaşadı. Bu travmaya “Yüzyılın travması” diyenlerde oldu. Sezonun son maçını Denizli’de oynadılar. Maç bildiğiniz gibi 1-1 bitti ve şampiyon Galatasaray oldu. Peki, saha içi ve dışında her şey normal miydi?

Appiah, Auerelio, Alex, Nobre, Anelka gibi yıldızları olan Fenerbahçe, mütevazı kadrosu olan Denizlispor’u neden yenemedi?

Maça 1 hafta kala Denizli’de hayat adeta durdu. Ulusal basın temsilcileri Delikliçınar Meydanı’na karargah kurdu. Çok sayıda canlı yayın aracı Denizli’den, Fenerbahçe’den söz ediyordu. Dönemin Başkanı rahmetli Ali İpek, “Kimlik kartında doğum yeri Denizli ya da ikametgahı Denizli olmayalar maça alınmayacak” açıklamasını yaptı. Ortalık karıştı.

Dönemin Denizli Valisi Gazi Şimşek, “Fenerbahçe bu kentten şampiyon olarak ayrılamaz, Denizlispor ligde kalacak” diyordu.

Denizlispor’un menajeri milli takımlarda uzun yıllar görev yapmış Can Çobanoğlu, teknik direktörü ise Nurullah Sağlam’dı. Galatasaray’ın Başkanı Adnan Polat da durmadan mesaj veriyordu; “Saat 20.45’te şampiyonuz” diye.

Ali İpek ve Can Çobanoğlu ikilisi Yusuf Şimşek liderliğindeki Denizlispor’u öyle bir motive etmişti ki. Hatta Fenerbahçe’ye yenilsek bile ligden düşmememiz için rakip olduğumuz Malatyaspor’un yenilmesi de garanti altına alınmıştı. İpler, Galatasaray’ın da desteğiyle tamamen Denizlispor’un eline geçmişti. Bu arada, dönemin Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci de gelişmelerin, yaşananların direkt içindeydi. Denizlispor için seferberlik ilan edilmişti.

TRİBÜNLERİN ATMOSFERİ FENER’İ KORKUTTU
Denizlispor taraftarı maça bir gün kala maraton tribünün odalarına konfeti doldurdu. Tabi ki bunu Denizlispor yönetiminin izniyle yaptılar. Maçı sık sık durdurma operasyonu için konfetiler yığılmıştı. Aynen öyle oldu ve o konfetilerin sayesine maç 15 dakika durdu. Maraton tribününde kimler vardı kimler! Müthiş bir organizasyon vardı maraton tribününde… Fenerbahçe galibiyet golünü atsa oradakiler sahaya atlayacak gibi duruyordu. Appiah ve Alex gibi yıldızların ayaklarının titrediğini biz bile hissediyorduk.

Tuncay Şanlı, bir ara Yusuf Şimşek’in kulağına eğilip, “Abi ligde kaldınız tamam artık, bizden ne istiyorsunuz?” diye yalvarıyordu. Yusuf ise, “Yapacak bir şey yok, bu taraftar önünde oynamak ve mücadele etmek zorundayız” diyordu. Bunu diyaloğu daha sonra Yusuf anlatmıştı. Maç oynanırken, dönemin Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a da büyük baskı oluşturuldu. Protokol tribününden ‘kovuldu’ desem abartılı olmaz.

RAHMETLİ ALİ İPEK FENERBAHÇELİYDİ
Asıl soru şu; Denizlispor’un amacı Galatasaray’ı şampiyon yapmak mıydı, ligden düşmemek miydi? Denizlispor’un amacı hem ligde kalmak hem de oyuncularının, teknik heyetin parasını ödeyebilmekti. Rahmetli Başkan Ali İpek, Fenerbahçe taraftarıydı. Ancak, söz konusu Denizlispor olduğunda ne Fener ne de başkası Ali İpek’i ilgilendirmezdi.

Koca kurt Ali İpek, İstanbul-Denizli hattında inanılmaz bir yoğunluk yaşarken, büyük tecrübe Can Çobanoğlu ise, futbolcuları ve teknik heyeti motive ediyordu.

O GECE NELER YAŞANDI?
Yüzyılın travmasını yaşayan Fenerbahçe, üzgün bir şekilde İstanbul’a dönerken, Denizlispor’da düğün vardı. Yönetim, futbolcular, teknik heyet ve biz basın mensuplarından bazıları bir restoranda eğlendik. Teknik direktör Nurullah Sağlam, gecenin ilerleyen saatlerinde, klarnetçinin klarnetine 100’er dolar sokmaya başladı. “Hocam yavaş” dedim, bana dönüp “Para çok. Arabadaki çanta para dolu” dedi.

Bir ara Ali İpek, Nurullah Sağlam’a çattı. “Hoca bu başarıyı sahiplenme. Günlerdir anam ağladı. Sen kendini hoca falan mı sanıyorsun” şeklinde hakarete varacak türden sözler sarf etti. Sonra da “Hoca ile gelecek sezon çalışmayacağız” dedi.

Dansözler, sanatçılar, saz ekipleri… Eğlence kırıla gidiyordu. Herkesin morali tavan yapmış eğleniyordu. Orada öğrendim ki, maçtan hemen sonra futbolcuların ve teknik heyetin tüm alacakları ödenmişti.

Her dönem parasızlıktan kıvranan Denizlispor, Fenerbahçe maçının gecesinde bir anda rahatlamış, mutlu olmuştu. Mesut Bakkal’ın 33 yıl önce yaşadığı anısında anlattığı gibi, “DENİZLİSPOR MESUT OLMUŞTU”

Paranın Galatasaray’dan geldiğini söyleyemem. Çünkü, gözlerimle görmedim. Ancak, o gün Denizlispor iyi bir kaynak bulmuştu.

Denizlispor, 14 yıl önce sıradan bir futbol maçı oynamadı Fenerbahçe’yle… Onlarca televizyon, gazete yüzlerce haber yaptılar Denizli’de. Sadece futbolu değil, Denizli’nin tekstili, Pamukkale’si, şarabı, Karahayıt’ı, antik kentleri, mermeri kısacası tüm değerlerimizin günlerce tanıtımı yapıldı. Çünkü, günlerce Denizli’de kalan ulusal basın, spor dışında bu alanlarda da haberler yapmış, Denizli’nin tanıtımına en az 300 milyonluk katkı yapılmıştı.

Denizlispor’un kaderi Galatasaray’ı şampiyon yapmak mı? Tarih tekerrür eder mi? Horoz, bu sezon 31.haftada Başakşehir ile deplasmanda, 32.hafta da ise sahasında Trabzonspor ile oynayacak. İkisine de çelme atabilir mi? Tarih her zaman tekerrür edebilir.

Sonuç olarak; Mesut Bakkal’ı kutluyorum. Güzel bir kitap yazmış. Ben de 14 yıl önce tanık olduğum bazı yaşananları yazdım. Bu hayatta hiçbir şey gizli kalmaz. Benim tanık olduklarım belki de yaşananların ancak yüzde 10’nunu teşkil ediyor. SAYGILARIMLA