
BAĞIMLI OLUP OLMADIĞIMIZI NASIL ANLARIZ ?
12 Mart 2019 Salı
Günümüz toplumunda çok çeşitli bağımlılıklar var. Bunların içinde en önemli ve en tehlikeli bağımlılıklar şöyle sıralanıyor; sigara, uyuşturucu maddeler, internet ve kumar.
Birçoğumuzda yukarıda adı geçen bağımlılıklardan bazıları mevcut olduğu halde; bağımlı olduğumuzu kabul etmiyoruz. Öyleyse bunun ölçüsü nedir?
Alkol, sigara, uyuşturucu madde kullanmak; kumar oynamak bizim vazgeçilmezimiz ise ve bunlar olmadan yaşayamıyorsak;
Bunlar hayatımızın her anını kaplıyor ve aklımız fikrimiz hep bunlarda olup; aklımızdan çıkmıyorsa;
Bunları elde etmek için; uzun mesafeler kat etmeyi, zorlukları aşmayı göze alıyor; ne yapıp edip; gidiyor, arıyor ve buluyorsak;
Günlük olarak tükettiğimiz miktar, bunlara ayırdığımız zaman yetmemeye başlıyor, sürekli artırıma gidiyor; “biraz daha, biraz daha” diyorsak;
Bunları kullanmadığımız, ya da zaman ayırmadığımızda; mutsuz oluyor, kendimizi fena hissediyorsak;
Bağımlılıklarımız; iş hayatımızı, tahsil hayatımızı, sosyal yaşantımızı, aile düzenimizi olumsuz etkiliyor; okula devamsızlıklar başlıyor, ders notlarımız düşmeye başlıyorsa… kendimizi “bağımlı” olarak nitelendirebiliriz.
Beyindeki “dopaminerjik” dürtünün etkisiyle; kendinize “bir kerecik” aldatmacasıyla, masum gibi görünen bir “ödül” vermeye kalktığınızda; “hastalık” diyebileceğimiz bağımlılığa ilk adımı atmış olmanız işten bile değil.
Ruh ve sinir hastalıkları uzmanı Mazhar Osman tarafından; 21 idealistin bir araya gelmesiyle; 5 Mart 1920’de Hilal-i Ahdar ismiyle kurulan Yeşilay; yukarıda zikrettiğimiz tüm bağımlılıklarla mücadele ediyor.
İşgal altındaki İstanbul’a; gençleri tuzağa düşürmek, nesli ifsat etmek için İngilizler tarafından Sepetçiler Kasrı bölgesinden yapılması muhtemel olan uyuşturucu madde sevkiyatına tedbir olarak kurulan Yeşilay; bu sene 99 yaşında.
Nice yıllara Yeşilay…
Not; Bu yazıda Yeşilay Genel Başkanı Prof. Mücahit Öztürk’ün Ertuğrul Özkök’e verdiği röportajdan yararlanılmıştır.