İntiharı önlemek mümkün mü?

Türk Psikologlar Derneği Denizli Temsilciliği’nden yapılan açıklamada, yaşama arzusu tükenmiş ve bütün ilişkilerinden vazgeçmiş bir kişiye müdahalenin çok olağanüstü koşullarda ve kısmen bilinçdışı düzeyde çok farklı bir iletişimi gerektirdiği belirtildi.
/ DENİZLİHABER / 25 Ocak 2014 Cumartesi, 10:31
Türk Psikologlar Derneği Denizli Temsilcisi Talip Çabuk, intihar olaylarının olumsuz etkilerini önlemeye yönelik açıklamasında, Teraspark Alışveriş Merkezi’nde 19 yaşındaki Ayşe A’nın atlayarak intihar etmesi olayının kamuoyunda yarattığı etki ile intihar eylemi sırasında nasıl davranılması gerektiğini değerlendirdi.
Olay insanların gözleri önünde cereyan ettiğini, yerel ve ulusal medyada haber manşetlerden verildiğini anımsatan Çabuk, olaydan çocuk, genç, yaşlı birçok insanın etkilendiğini, etkilenmemiş gibi görünen insanların da zihinlerinde izler kaldığını ifade etti.
TOPLUMSAL BİR SORUN
Bu konunun bireysel bir olay veya sansasyonel bir haberden ibaret olmadığını, başkalarını da etkileme potansiyelinden dolayı toplumsal bir sorun olarak görülmesi gerektiğini anlatan Çabuk, “Bu nedenle çok yönlü ele alınıp ciddiyetle değerlendirilmelidir. Her düzeydeki yetkililer ve sorumluluk sahibi kişiler için uyarıcı, harekete geçirici bir vesile olmalıdır. Aksi halde, benzeri başka örnekleri izlemek ve aynı tartışmalara tanık olmak kaçınılmaz olacaktır” dedi.
ÖLÜMLERİN YARISI İNTİHARLA İLGİLİ
Araştırma sonuçlarına göre, bütün dünyada hastalık ve yaşlılık dışındaki etkenlerin yol açtığı ölümlerin yarısının intiharla ilişkili olduğuna dikkati çeken Çabuk, şöyle devam etti:
“İntihar sonucu ölenlerin yüzde 90 gibi büyük çoğunluğu da ölümünden önceki 3 ay içinde bir sağlık görevlisine başvurmaktadır (De Leo,2013). Ülkemizdeki intiharla ilgili istatistik verileri her gün 10 kişinin intihar sonucu öldüğünü göstermektedir. Bu verilere göre, intihar girişimleri kadınlarda daha sık, ölümlü sonuçlar da erkeklerde daha sık görülmektedir. Erkeklerde ileri yaşlarda, kadınlarda 15-24 yaşlar arasında intihar sıklığı artmaktadır (TÜİK 2012 verileri).
FARKLI BİR İLETİŞİM
Konunun bireysel olarak değerlendirilmesi ve intihar girişimi sırasında ne yapıldığı, kimin müdahale ettiği gibi tartışmalarla gündemde tutulmasının istenmeyen etkilere yol açabileceği uyarısında bulunan Çabuk, şunları kaydetti:
“İntihar olayından etkilenen ve önleyici bir şeyler yapılmasını arzu eden insanlarımızın çoğunluğu, yakın çevresinde böyle bir olayın tekrar edebileceği riskini görüp kaygılanmaktadır.
İntihar girişimi anı çok olağanüstü bir durumdur. O anda bıçak sırtındaymış gibi duran bu kişiyle konuşmak acil müdahale olarak gerekli olabilir. Çok kararlı olmayan ya da ölümden çok bazı ilişkilerinde daha etkili olmayı arzulayan kişilerle konuşmak yararlı da olabilir. Ancak, yaşama arzusu tükenmiş ve bütün ilişkilerinden vazgeçmiş bir kişiye müdahale, çok olağanüstü koşullarda ve kısmen bilinçdışı düzeyde çok farklı bir iletişimi gerektirir. Dolayısıyla, böyle bir müdahalenin nasıl ve kimin tarafında yapılabileceği özellikle bizim ülkemizin koşullarında çok tartışılması gereken bir konudur.
Türk Psikologlar Derneği’nin Denizli İl temsilcileri olarak, toplumsal boyutu olan bu gibi olaylara, uzun vadeli etkileri dikkate alınarak özenle yaklaşılması gerektiği düşüncemizi, sosyal sorumluluk anlayışımızın gereği olarak paylaşmak istiyoruz. Bu bağlamda;
1) Olaya ait sarsıcı görüntülerin ve olayın nedeni olabilecek yaşam öyküsünün doğrudan yayınlanmamasını,
2) Olayla ilgili kişi veya mesleklerin suçlanmamasını,
3) gerçekçi olmayan çözüm beklentisi oluşturabilecek yorumlardan kaçınılmasını talep ediyoruz.”