“TEPEDE GÜNEŞ VAR, ENDİŞE ETMEYİN. BUGÜNLER MUTLAKA GEÇECEK”

Denizli Baro Başkanı Adil Demir, son günlerdeki gazeteci tutuklamalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Demir, sıkıyönetim dönemlerinde bile olmadığı kadar Türkiye’de gazeteci tutuklandığını söyledi. Demir, yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Tarih zulüm üreten mahkemeleri unutmamıştır. Engizisyon Mahkemeleri vardır tarihte. Sokrates’i yargılayan ve asan Atina Mahkemeleri vardır. Yine yakın zamanda kamplarda karar vererek hunharca uygulayan Hitler’in mahkemeleri hala konuşuluyor. Türkiye’de de olağanüstü zamanlarda da zulüm üreten mahkemeler vardır. Yassıada Mahkemesi Başbakan ve bakanları asmıştır. 12 Mart 1971 senesinde Sıkıyönetim Mahkemeleri Deniz Gezmiş’i ve nice genç fidanları idam ettirmiştir. 12 Eylül döneminde, önce sıkıyönetim daha sonra Devlet Güvenlik Mahkemeleri sözde mahkeme kararı ile gençlerimizi idam etmiştir. Soldan çok asıldı biraz daha sağdan asalım diyebilmişlerdir. Bütün dünyada olağanüstülük varsa, zalimler kendilerine uygun mahkemeler kurdurmuşlardır ve bu mahkemelerle toplumları susturmuşlardır. Zalimin zulmü, o olağanüstü mahkemelerle hukuk ve yargı kararı olmuştur. Maalesef Türkiye’de son yıllarda tabelası değişmiş, Türk insanını hak ve özgürlüklerini kullanma yönünde güvence olması gereken mahkemeler yerine, Türkiye’de korku üreten, insanlarımızı sindirmeye yönelik, dikta rejimi hevesindekilerin heveslerini destekleyen, İstanbul’da özel yetkili bir mahkeme türü türemiştir. Bu savcılar yurttaşlarımızı nasıl daha çok korkuturuz, nasıl daha sindiririz, insan hak ve özgürlüklerini kullanmak isteyenlerin yüreğine nasıl korku salarız üzerine ihtisas yapmış mahkemeler haline bürünmüşlerdir. Türkiye’de silahlı cunta dönemlerinde dahi olmayacak kadar basın mensubu, gazeteci özgürlükten yoksundur”

‘DÜNYA TÜRKİYE’Yİ HAYRET VE DEHŞETLE İZLİYOR’
Adil Demir, özel yetkili mahkemelerin verdiği kararları tüm dünyanın hayretle ve dehşetle izlediğini savunarak şöyle konuştu: “Ülkemizde gazetecilerin tutuklanması kabul edilebilir gibi değil. Bütün dünya bizi hayretle ve dehşetle izlemektedir. Özgürlükleri koruması gereken hukukun tam tersine zulüm üretmeyi, özgürlükleri yok etmeyi marifet bilen bu özel yetkili savcı ve hakimlere karşı uyanık olmamız ve zulümden korkmamamız gerekiyor. Korku rejimi sağlamaya çalışan bir gayret var. Bedeli ne olursa olsun bu ülke bunları aşacaktır. Özel yetkili mahkemelerin savcıları bilsin ki biz aydınlar bedel ödemeye hazırız, onlardan da hiç korkmayız. Bir gün onlar da sözde hakim ve savcılar olarak tarihe geçeceklerdir. Tarih onları da yazıyor. Bu ülkede çok devirler değişti, hiç bir iktidar kalıcı değil. Bu zulmün de sonu vardır. İktidara selam olsun diye mahkemelik, iktidara selam olsun diye savcılık yapılmaz. Özel yetkili savcı ve hakimler ülkenin üzerine kara bulut gibi çöktü. Tepede güneş var, hiç endişe etmeyin. Şu kara bulutlar neyse, Türkiye’deki, özellikle İstanbul’da görev yapan özel yetkili mahkemelerin savcıları da kara bulutlar gibi. Üstünde güneş var hukuk var. Bugünler mutlaka geçecek.”