Okul fobisine dikkat!

Okulların açılmasına az bir zaman kala uzmanlardan hem ailelere hem de çocuklara önemli uyarılar geldi. Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, velilerin, okul fobisi konusunda dikkatli olmalarını istedi.
/ DENİZLİHABER / 11 Eylül 2009 Cuma, 17:06
Okula başlamanın, çocuklar için aileden uzun süreli ilk ayrılma olmasından dolayı büyük önem taşıdığını söyleyen Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, okulun aynı zamanda çocuğun dış dünya ile ilk karşılaşma dönemi olması açısından da önemli olduğunu belirtti.
Çocukların büyük bir çoğunluğu, okula uyum sürecini sağlıklı bir biçimde atlatırken, bazı çocuklar için okula gitmenin sürekli bir kaygı kaynağı olduğunu kaydeden Uz. Dr. Şermin Yalın, “Okul korkusu; okul çağındaki çocuklarda okula gitmek istememe şeklinde kendini gösteren bir davranıştır. Okul reddi 3 farklı durumda ortaya çıkabilir: İlki okula yeni başlayan çocukların anne babalarından ayrılmaktan dolayı duydukları endişe durumudur. Genellikle kısa bir süre sonunda çocuğun uyum sağlaması beklenir. İkinci durum ise çocuğun okul ortamında rahatsız eden ya da korkutan bir durumdan dolayı okula gitmek istememesidir. Örneğin arkadaşları tarafından zarar gören bir çocuğun okula gitmekten korkması olağandır. Üçüncüde ise aileden ayrılma endişesinin yoğun olarak yaşandığı durumlardır. Yeni okula başlayan 5–6 yaş dönemindeki çocuklar için anne babalarından ayrılmak (özellikle de daha önce bir okul öncesi eğitime devam etmemişler ise), yeni bir sosyal ortama uyum sağlamak (kurallara uymak ve sorumlulukları yerine getirtmek), sosyal ilişkiler kurmak (ihtiyaçlarını ifade etmek ve karşılamak) zorlu bir süreçtir. Bu dönemde anne-baba tarafından aşırı korunan, kural ve sınırlamalar öğretilmeyen, duygusal olarak yaşının olgunluğuna sahip olmayan çocuklar yaşıtlarına göre daha fazla zorlanmaktadırlar” dedi.
Okul korkusu taşıyan çocuklara karşı aile ve öğretmenlerin yaklaşımının önemine vurgu yapan Yalın şöyle konuştu: “Çocuğun okula gitmesi konusunda ödün verilmemeli, mutlaka okula gitmesi sağlanmalıdır. Bu çözümün yarısıdır. Ayrıca çocuğa, okulun amacını açıklamak, okula gitmesi konusunda ailenin tüm fertlerinin kararlı ve tutarlı olması işe yarar. Okula gitmemesi halinde yapılan çalışmalardan geri kalacağı ve bunun kendisi için bazı aksaklıklara yol açacağını anlatmaya çalışılmalıdır. Çocuk okula geç kaldığında, servisi kaçırdığında, mutlaka onu okula göndermek için başka çözümler geliştirilmeli ve en kısa zamanda okula gönderilmelidir. Bazen çocuklar kendiliğinden eve dönebilir, bu durumda da yapılması gereken onu okula geri göndermektir. Çocuğun kendini terk edilmiş ve yalnız hissetmesine yol açacak davranışlardan kaçınmalıdır. Okula gitmediğinden dolayı çocuğu suçlamamalı, korkusu ve gözyaşlarıyla alay edilmemelidir. Vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutarak, ayrılıkların doğal olduğu hissettirilebilir. Çocuğun endişeleri, duyguları üzerinde konuşmak, hem sıkıntısını paylaşmasını hem de anlaşıldığını hissedip rahatlamasını sağlar. Bu sıkıntılı durumun geçici olabileceği, kendisiyle aynı durumda olan başka çocuklarında olduğu anlatılabilir. Boş zaman ve oyun becerileri kazandırarak anne babaya bağımlılık azaltılabilir. Arkadaş toplantıları düzenleyerek, sosyal beceriler kazanmasına fırsat tanınabilir. Bu açıdan öğretmene de önemli görevler düşmektedir. Öğretmenlerinde çocuğun okulda kendini terkedilmiş ve yalnız hissetmesine yol açacak davranışlardan kaçınması gerekir. Okulda çocuğun ilgisini çekecek sınıf içi aktiviteler çoğaltılabilir. Çocuk sınıf içi çalışmalara katılmaya zorlamaktan kaçınılmalı, başlangıçta kolaylıkla üstesinden gelebileceği görevleri alması için yüreklendirilmelidir. Okullar, anne ve babaları eğiterek okulda yeterli bakım ve eğitim olmadığı yolundaki inancı yok edip, aşırı koruyucu tavırlarından kurtulmalarını kolaylaştırılabilir. Bu inanç kaybolursa otomatik olarak çocuklarda rahatlayacak ve okula başlamadan önce başlayan kaygılı konuşmalardan etkilenmeyeceklerdir.”
Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, çocuğun okula gitmeyi reddetmesi ve diğer yakınmaların 2 hafta ya da daha fazla sürmesi durumunda bir çocuk ruh sağlığı uzmanından yardım almanın faydalı olacağını söyledi.