Başbuğ…

Yıl 1997… Siyaset sahnesinde sarsıcı bir kayıp yaşandı Alparslan Türkeş, bu dünyadan göçtü. Ama bıraktığı miras, sadece bir döneme değil, Türkiye’nin geleceğine yön veren bir kutlu miras oldu.
Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 4 Nisan 2025 Cuma, 15:31
O, yalnızca bir siyasetçi değildi.
O, aynı zamanda bir idealin, bir büyük ülkünün, devlet aklının ve millet menfaatinin en kararlı savunucusuydu.
Bir dava adamıydı, bir mücadele ruhuydu.
“Türk milleti güçlü olmalıdır” dediğinde, aslında bir gelecek tasviri yapıyordu.
Devletin bekası, milletin refahı, Türkiye’nin bağımsız ve kudretli olması…
İşte bu cümle, işte bu ruh, bugün de bize ışık tutuyor.
Bugün, Türkiye’nin her köşesinde ona minnetle bakan, onun izinden yürüyen gençler var.
Türk milliyetçiliğini bir slogan olarak değil, bir kalkınma ve güçlenme reçetesi olarak gören bir anlayış var.
Onun öğretileri, sadece geçmişin hatırası değil, bugünün ve yarının yol haritasıdır.
Peki, Türkeş’i anmak ne demek?
Sadece dua okumak mı?
Sadece özlemle hatırlamak mı?
Hayır.
Onu anmak, mücadelesini yaşatmaktır.
Onu anmak, Türkiye’nin güçlü olması için daha çok çalışmaktır.
Onu anmak, Türk milletinin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutmaktır.
Bu yüzden diyoruz ki…
Başbuğ Türkeş’in mirası sadece bir hatıra değildir.
O, bir davadır!
Ve bu dava, Türkiye’nin istikbali için yılmadan, yorulmadan devam edecektir.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun.