PAMUKOĞLU “DENİZLİ’DEN İKİ VEKİL ÇIKARIRIZ”

Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, Denizlihaber Editörü Sedat Kurt’a iddialı açıklamalarda bulundu. Pamukoğlu, “Denizli’den umutluyum. İnsanlar Denizli’de benim anladığım anlamda çalışsınlar, biz seçimlerde Denizli’den asgari iki vekil çıkarırız.” dedi.
/ DENİZLİHABER / 10 Şubat 2011 Perşembe, 19:03
Denizlihaber Editörü Sedat Kurt, Ankara’da Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu ile bir araya gelerek, genel siyaset ve Pamukoğlu’nun Denizli ile ilgili düşüncelerini öğrendi.
Pamukoğlu, Sedat Kurt’un sorularını yanıtlarken, Denizli’ye çok önem verdiğini söyledi. Pamukoğlu, Denizli’nin kendileri açısından oy potansiyellerinin olduğu bir kent olduğunu söylerken, tarım ve hayvancılıkta bu bölgede yapmak istediklerini aktardı.
Tekstildeki sıkıntıları bildiğini de aktaran Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, seçimlerde ise Denizli’de iddialı olduklarını ve iki milletvekili çıkarabileceklerini ileri sürdü.
İŞTE DENİZLİHABER EDİTÖRÜ KURT’UN SORULARI VE HEPAR BAŞKANI
PAMUKOĞLU’NUN SAMİMİ AÇIKLAMALARI…
SEDAT KURT- Denizli’yi ve Ege’yi nasıl gözlemliyorsunuz? Partiniz ve sizin açınızdan Ege’nin ve Denizli’nin önemi nedir?
OSMAN PAMUKOĞLU-Ege Bölgesi ve Denizli bizim oy potansiyelimizin olduğu bölge ve kent. Zengin ve verimli topraklar olduğu için tarım ve hayvancılık bir numarada. Bölgede madencilik var. Ancak bölgede madenlerin büyük bir kısmı yabancı şirketlerde. Zaten ülke genelinde madenlerin yüzde 54’ü yabancılarda. Bölgede tarım ve hayvancılık dışında maden de var. Yabancı şirketlerin sözleşmeye ne kadar uyup uymadığına bakılmalı. Salihli bölgesinde ve Salihli Ovası içerisinde, yabancılara maden ruhsatları verilmiş. Burada hangi maden diye baktığımda, altın olduğunu tespit ediyoruz. Ancak daha henüz iş makinesi çalışmamış. Bir faaliyete girmemiş henüz. Tarım, hayvancılık ve madenlerle beraber, sahil kesimlerinde denizcilik meselesine de bakmamız lazım. Parti programımızda Deniz Bakanlığı kurulması da var. Norveç’te ‘Balıkçılık Bakanı’ var. Bizde konuşulur işte: 4 tarafımız denizlerle çevrili… Biz ne altına ne üstüne sahip olabilmişiz. Zaten bizde 22 liman var, 22’si de yabancılarda. Bir de bölgeye turizm olarak bakmamız gerekir. Bölgedeki tarım, hayvancılık ve madenciliğin yanı sıra enerji kaynaklarına ilişkin bir düşüncemiz var. Jeotermal sıcak su… Dünyada 70 dereceden itibaren sıcak sularda enerji elde ediliyor. Hâlbuki bizdekilerin sıcaklığı 80. Ege Bölgesi’nde bu da var. Tarım, hayvancılık, madenler, denizcilik, turizm ve yer altı kaynakları bölgede öne çıkartacağımız ve parlatacağımız ve yükselteceğimiz faaliyetler. Bunların hemen hemen çoğunda vergilere bakacağız. Tarımda mazota bakacağız, vergiyi kaldıracağız. Teşvik vereceğiz, en önemlisi de devlet garantisi vereceğiz. Devlet garantisi olmayınca müteşebbis ürküyor. Kamu maliyesinin sorumluluğu altına alacağız. Ege’de Denizli’yi konuşurken, Türkiye’nin her yerinde Trakya da dahil, Anadolu dahil, baktığımızda ekonomik sorunlar yerel özellikler taşısa da hemen hemen aynı, Bana Denizli’yi değil Türkiye’yi de de sorsaydınız, yine ayı şeyleri tartışmazdık. Mesela, çiftçi jeotermalden elektrik üretecek, ürettiğimiz enerjiyi hemen yakın mıntıkada dağıtacağız. Yani uzun hatlar çekerek kayıplara meydan vermeyeceğiz. Şimdi enerji kaybına baktığımızda her şey farklı… Çalma, çırpma, kaçak gibi şeyler aklımıza geliyor. Bu genelde Güneydoğu’da daha çok. Ama enerji uzun hatlarda da çok kaybediliyor. Yerel olarak üreteceğiz ve dağıtacağız ve ucuza dağıtacağız. Ben genelde ikisi üzerine çok duruyorum. Dünya nüfusu 7 milyara geldi. Dünya büyüyor, ömür uzadı, yaşlanıyoruz. Eskisi gibi değil. Eskiden savaşlar, salgın hastalıklar, seller, depremler daha çok tahribat yaratıyordu. Bunları biraz kontrol altına alabildiler. Gerçi tabiatla başa çıkabildikleri söylenemez ama… İki sıkıntımız var. Bunu herkes, aklı başında olan devlet adamları biliyor. 7 milyara yaklaşan insan sayımız var. Dünya kıtlığa doğru gidiyor. Bir de enerji darboğazı var.
Çünkü mevcut enerjiler, petrol olsun, uranyum olsun, diğer termik santrallerin kaynakları olsun gittikçe azalıyor. Ne olacak? Bir gün bir bölgenin tamamının elektriği kesilecek. İkincisi kıtlık. Yani beslenme. Tunus’ta geçtiğimiz gün devlet başkanı kaçtı. Halk isyanda. İstedikleri ekmek ve süt. Onun için tarım ve hayvancılık önemli. Avrupa Birliği bu ülkeyi bitirdi. Onu zaten karşımıza gelince konuşacağız. Biz, Avrupa Birliği’nde donduracağız bu parayı. Ekonomik imkanlar, şunlar, bunlar, falan sağlayarak, öbür taraftar siyasi kapitülasyon uyguluyorlar. AB şimdi ‘Tarım ve hayvancılığı içeride sübvanse etmeyin’ diyor. Kendisi 52 milyar euro destek veriyor. İnek başına 2 euro veriyor. Bizde milli gelirden insanlara düşen günlük para 1.25 lira. Düşünebiliyor musun böyle bir şeyi? Türkiye’de tarım öldü, hayvancılık öldü, böyle bir şey olabilir mi? Yeni bir araştırma var. Ortalama bir Türk ailesinin mutfağında 450 lira harcanıyor. Nedir bu mutfak? Hepsi beslenme. Tarım ürünleri ve beslenme… Ee neden standart bir ailenin 450 lira olan mutfak giderini 250’ye düşürmüyorsun? Farkında olmadan her ay onun cebindeki 250 lira artacak. Orta sınıfın mali gücü yükselmeden olmaz. Türkiye’de her 100 kişiden biri, mili servetin yarısını alıyor. Böyle bir şey olabilir mi bu ülkede? Onun için ne demokrasi tutuyor ne de başka bir şey…”
SEDAT KURT-Denizli’de özellikte lokomotif sektör tekstildi. Kentte iktidar partisinin bu sektöre sırtını dönmesi yüzünden işsizlik ve işsizliğe bağlı sıkıntılar yaşanıyor. Sizce bu konuda iktidar tarafından cezalandırıldı mı Denizli?
OSMAN PAMUKOĞLU-Bunlar her şeyi yapar hiç yadırgama. Bunların bir şeyi cezalandıracağı yok. Batının yani küresel kapitalizmin Türkiye’deki uzantılarıdır. Bu hükümeti kullanıyor. Onların istediği şu: Bizde ne varsa üretimde, onların hepsini yıkmak. Denizli, Bursa, Antep gibi yerlerde partinin kitabı ve partinin programını ele aldım tüm genel bilgilerle. Sabahleyin bizim ekonomistlerle görüştüm. Şunu anlatmaya çalışıyorum: Bazı bölgeleri seçiyoruz. Sektör kümelenecek. Bu kentlerden biri de Denizli. Kümeleneceğiz çünkü Denizli’de zaten altyapı var, Bursa da var. Belli yerlerde lokal çalışacağız. 100 tane besici bulacağız. Bakın bundan iki ay önce Avrupalı besiciler geldi. Adamlar Türklerden ortak arıyor. Önümüzdeki aylar içerisinde bu etleri Türkiye’ye sürecekler. İhraç edecekler. Koyun eti 6 lira, büyükbaş 10 liraya satılacak buyurun işte. Bitmiş bir ülkede ne konuşacağız? Dünya kıtlığa gidiyor. Dünya’da iki kıtlık var. Herkes de görüyor bunu… Birisi beslenme ötekisi de enerji. Enerjide zaten yüzde 90 yabancıya bağlıyız. Beslenmeyi garanti altına al, öbürünü ne yapacağız? Denizli algısına götürüyorum ya… Jeotermal, güneş ısısı, rüzgar… Eee bunların hepsi bizde var. ‘Erzurum’da rüzgardan enerji üretsek’ desem, kim inanır? İşte orda kar var, soğuk… Hayır işte, öyle değil! Neden? Sıradan bir vatandaş bilemeyebilir, normaldir. ‘Niye olmadı?’ derseniz bana şimdi, ‘Yaptırtmadılar ki’ derim. Bu kadar basit. Bunun teknolojisi var. Bunu alacağız getireceğiz. Partinin genel kurulunda söyledim üye sayımız 3 milyonu aştı. Şu anda 700-800 bin oyumuz var, seçimlere de 3-5 ay var. Bu rakamı tamamladıktan sonra meclisteyiz.
SEDAT KURT- Bunu neye dayandırıyorsunuz? Denizli lokasyonunda yüzde kaçtayız diyorsunuz?
OSMAN PAMUKOĞLU- Elimde her türlü veriler var. Denizli ile ilgili bizde iki araştırma var. Gerisi alternatif politikalar… 7-8 ay önce yapıldı bunlar. 40 bin kişi üzerinde 38 ilde yapıldı. içinde Denizli de var. Denizli değil, bütün bölgeler var. Her bölgede, hangi kentten, hangi partiden, ne kadar oy aldığımızı biliyoruz. Bu da 6-7 ay öncenin rakamları. Şimdi çok arttı bu. Yüzde 5.2’ydi. Ben aday olmayacağım, başbakan olacağım falan… Bizde böyle şeyler yok. Bizim kişiliğimize yakışmaz, particiliği siyaseti bırakın.
SEDAT KURT – Son olarak Denizlilere söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
OSMAN PAMUKOĞLU – Ben Denizli’den umutluyum. Denizli’nin şu anda milletvekili sayısı 7. 4+2+1… Denizli’de ben söyleyeyim tahmini olarak ne yapacağımızı. Asgari iki, bunu söylüyorum. 2 kesin. İuki vekil çıkarırız. İnsanlar Denizli’de benim anladığım anlamda çalışsınlar. Propaganda ve tanıtım önemli. Partiyi tanıtmak lazım.