“Başbakan’ın Denizli’ye gelişinin altında ne yatıyor?”

DSP Genel Başkanı Masum Türker, Denizli’deki il binasında düzenlediği basın toplantısında, Başbakan’ın her Denizli’ye gelişinde, bir fabrikanın ilginç yollarla kapandığını veya el değiştirdiğini iddia etti.
/ DENİZLİHABER / 30 Ocak 2010 Cumartesi, 18:14
Çeşitli ziyaretler için geldiği Denizli’de, partisinin il başkanlığı binasında basın toplantısı düzenleyen DSP Genel Başkanı Masum Türker, gündemdeki konuları değerlendirdi.
Denizli’nin dünyadaki ekonomik krizden etkilenen bir il olduğunu ifade eden Türker, ilde şirketlere yönelik el değiştirme operasyonunun yapıldığını iddia etti. Türker, “Ne zaman Başbakan Denizli’ye gelmişse, ardından büyük bir şirket ya el değiştiriyor ya da şirket iflası isteniyor. Denizli’de özellikle sermaye sahiplerine yönelik bir el değiştirme operasyonunun bilinçli olarak yürütüldüğünü paylaşmaya geldim” dedi.
Yeni sivil anayasa tartışmalarına da değinen Türker, yeni bir anayasanın darbe olmaksızın yapılmasından yana olduklarını ifade etti. Masum Türker, “Dünyada baraj var ama yüzde 3’ten fazla yok. Barajı indirmeyen bir hükümet 12 Eylül’ün Anayasası’na kafa tutma hakkına sahip değildir. Çünkü 12 Eylül yasasıdır bu. 12 Eylül’ün yapmak istedikleri sonucunda, bugün AKP iktidarı haksız bir şekilde Türkiye’yi yönetmektedir” diye konuştu. Her ihtilalden sonra anayasa değişikliğinin yapıldığını vurgulayan Türker, “Her ihtilalden sonra yapılan anayasa değişiklikleri; dış güçlerin, ihtilal yapanlara ulaşabilenlerin, baskı yapanların kendi duruşlarına göre etkili olmuştur. Bugünkü anayasamız bizi öyle bir hale getirdi ki hak etmediğimiz halde bir AKP iktidarıyla karşı karşıya kaldık” diye konuştu.
Anayasa değişikliğini, medya üzerinden tartışmak yerine, bir dizi panel düzenlemeyi kararlaştırdıklarını anlatan Türker, “Biz anayasanın, herkesin üzerinde uzlaşacağı bir anayasa olmasını İstiyoruz. Yoksa, parlamentoda parmak hesabı çoğulculukla yapılan bir anayasa değişikliği dikta hedefli bir anayasadır. Bu bağlamda bugün gazetelerde yer alan başbakanın ulusa seslenişte söylediği ‘Eğer MHP ile anlaşmazsak halka gideriz’ anlayışı bir dayatmadır. Askeri darbelerden sonra yapılan anayasalardan hiç farkı yoktur. Çünkü bir anayasayı, ‘çoğunluk esasıyla hazırlar ve çoğunluk esasına göre onaylatırız’ derseniz, bu bir darbe mantığının ürettiği bir anayasadan başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı. Türker şunları söyledi: “Asıl olan, bütün kesimleri temsil eden parlamentodaki bütün partilerin ve parlamentoda yer alamayan taban sahibi olan partilerin, üzerine mutabık kaldıkları, sivil örgütlerin görüşlerinin alındığı, üzerinde uzlaşılmış bir anayasadır. Anayasanın bir diğer adı toplumsal sözleşmedir. Toplumsal uzlaşma belgesidir. Üzerinde toplumsal olarak uzlaşılmamış olan bir belge isterseniz, yüzde 91 oyla geçsin, yine bugün Evren’in getirdiği anayasayı tartıştığımız gibi hep tartışılır olacaktır.”