REKLAMI GEÇ

Şenel, “Kısır tartışmaları bir kenara bırakın, ölüm saçan binalara odaklanın”

Şenel, “Kısır tartışmaları bir kenara bırakın, ölüm saçan binalara odaklanın”

İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Prof. Dr. Şevket Murat Şenel, büyük yıkım yaratan Elazığ depreminin ardından ülkenin içinde bulunduğu tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Şenel, “Kısır tartışmaları bir kenara bırakın, ölüm saçan binalara odaklanın” dedi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 28 Ocak 2020 Salı, 12:12

İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Prof. Dr. Şevket Murat Şenel, yaptığı yazılı açıklama ile Elazığ’da meydana gelen ve 41 vatandaşın ölümüne neden olan 6.8 büyüklüğündeki Elazığ depremini, nedenlerini ve sonuçlarını değerlendirdi.

24 Ocak’ta yaşanan depremin yaralarının sarılması için ülke olarak mücadele verildiğini belirten Şenel, yeni bir depremin yine bir felakete sebep olduğunu görmenin inşaat mühendisliği mesleği açısından üzüntü verici olduğunu kaydetti.

“DEPREMLER CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR”
Şenel, “2011 yılında Van’da meydana gelen depremlerde 644 vatandaşımızı kaybetmiştik ve binlerce binamız yıkılmıştı. 2003 Bingöl depreminde 176, 2002 Afyon depreminde ise 45 vatandaşımızı toprağa vermiştik. Bu depremlerden sadece birkaç yıl önce yaşanan ve asrın felaketi olarak adlandırılan Marmara depremlerinde ise 18 bin vatandaşımızı kaybetmiştik. Son yüzyıl içinde Anadolu’da meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 80 binden fazla. Sadece son 30 yılda meydana gelen depremlerde meydana gelen can kayıplarımız 20 bini aşıyor. Bu rakamlar neredeyse her 10 senede bir 7-8 bin vatan evladını depreme kurban verdiğimizi gösteriyor” dedi.

“KISIR TARTIŞMALARI BİR KENARA BIRAKMALIYIZ”
200’den fazla binanın yıkıldığı, 1500’den fazla binanın ağır hasar gördüğü Elazığ depreminin bilançosunun çok daha ağır olabileceğini ifade eden Şenel, “Artık fayların yerini, nerden geçtiğini, zeminin özelliklerini adımız gibi bilmemize rağmen yine de meydana gelen yıkıma engel olamadık, kısır tartışmaları bir kenara bırakıp risk oluşturan ve etrafına ölüm saçan binalara odaklanmamız gerektiğini göremedik. Usulüne uygun şekilde projelendirilen, denetlenen ve inşa edilen binaların fayın üzerinde bile olsa yıkılmadan ayakta kaldığını anlatamadık. Bir kez daha gördük ki 2000’li yıllardan önce inşa edilen, malzeme kalitesi yetersiz, mühendislik hizmeti almamış binalarımız yine ciddi biçimde hasar görüyor ve can kayıpları da, yıkımlar da bu binalarda meydana geliyor. Zemini göreceli olarak daha iyi olan Mustafa Paşa Mahallesi’nde de durum böyle, eskiden ova olduğu bilinen ve daha kötü zemin özelliklerine sahip olduğu bilinen Sürsürü Mahallesi’nde de. Yaşanan can kayıplarının neredeyse tamamının bu türden eski ve kalitesiz binalarda meydana gelmiş olması bina stokumuzun yumuşak karnının neresi olduğunu göstermesi bakımından önemli. Kısacası Elazığ depremi yapısal hasarlar bakımından bize yeni şeyler söylemiyor. Ama doğu Anadolu fay hattına daha fazla dikkat etmemiz gerektiğini, önümüzdeki yıllarda bu fayın canımızı acıtacak çok şiddetli depremler üretebileceğini gösteriyor” dedi.

Ülke olarak bir şeyler yapmaya, yasalar ve yönetmelikler yayınlamaya, stratejiler geliştirmeye çalışıldığını, ama bu can kayıpları, bu rakamlar depremden daha hızlı koşamadığımızı, depremin önüne geçemediğimizi gösterdiğini dile getiren Şenel, “Ya bir şeyleri yanlış yapıyoruz, ya eksik yapıyoruz, ya da yapmakta geç kalıyoruz. Çoğu zaman yasalar ve yönetmelikler yayınlamak da yeterli olmuyor. Türkiye deprem sigortası uygulamasına geçeli yıllar oldu ama Acıpayam depremi hasarlı evlerden sadece 24 tanesinin DASK sistemi içine alınabildiğini acı bir şekilde gösterdi. Demek ki yeni planlar yapmak, mevzuatlar yazmak ve yayınlamak yeterli olmuyor, koyulan hedefe her sene kaç adım yaklaştığımızı ölçmek de gerekiyor” dedi.

“İLK DEPREMDE MEZAR OLACAK BİNALAR İMAR AFFI KAPSAMINDA”
2017 yılında dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin 2000’li yıllardan önce inşa edilmiş 15 milyon civarında bina bulunduğunu, bunların en az yarısının riskli olduğunu ve yenilenmesi gerektiğini ifade ettiğini hatırlatan Şenel, “Belediyeleri imar planlarını delen uygulamalara çanak tutmamaları yönünde bizzat kendisi uyarmıştı. Bakanın bu uyarısının üzerinden 2 yıl dahi geçmeden uygulamaya konan imar affı düzenlemesini anlamakta ve açıklamakta zorlanıyoruz. Kaçak katlar çıkarak rant peşinde koşanların ekmeğine yağ süren ve büyük çoğunluğu ilk depremde vatandaşlarımıza mezar olacak sorunlu binaların sisteme kazandırılmasına çanak tutan bu düzenlemeyi asla doğru bulmuyoruz. Elazığ depremi bize bir deprem ülkesi olan Türkiye’nin önceliklerinin ne olması gerektiğini ve neye yatırım yapması gerektiğini net bir şekilde göstermiştir. İnşaat Mühendisleri Odası olarak çabamız ve mücadelemiz depremin bir doğa olayı olarak kalması ve artık daha fazla felakete sebep olmamasıdır” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı